İngiltere’de yaşayan yaklaşık yarım milyon kişinin kapsamlı verilerini kullanan çığır açıcı bir araştırma, ilgi çekici bir keşifte bulundu: Daha sağlıklı bir diyete geçiş, potansiyel olarak bir bireyin ömrünü on yıla kadar uzatabilir. Norveç’in Bergen Üniversitesi‘nden ünlü halk sağlığı araştırmacısı Lars Fadnes’ın öncülük ettiği bu araştırma, ‘nin geniş katılımcı tabanından faydalanıyor. 2006 yılında başlayan bir İngiltere Biobank araştırması.
Araştırmacılar, katılımcıları beslenme alışkanlıklarına göre titizlikle sınıflandırdılar ve bu kalıpların zaman içindeki gelişimini izlediler. Birleşik Krallık Eatwell Rehberi‘ne bağlı kalanların yanı sıra, ortalamadan sağlıksız yiyicilere kadar değişen gruplar ve araştırmacıların “uzun ömürlü diyet” olarak adlandırdığı yöntemi uygulayan seçilmiş bir grup belirlediler.
Dikkat çekici bir şekilde, sigara içme, alkol alımı ve fiziksel aktivite düzeyleri gibi değişkenler hesaba katıldıktan sonra çalışma, sağlıksız beslenme alışkanlıklarından Eatwell Rehberini izlemeye geçen 40 yaşındaki erkek ve kadınların yaşam beklentisinde yaklaşık 9 yıl kazanabileceğini buldu. Daha çarpıcı bir şekilde, tam tahıllar, sert kabuklu yemişler, meyveler, sebzeler ve orta derecede balık tüketiminin yüksek olduğu uzun ömürlü diyeti benimseyenlerin yaşam süreleri 10 yıl daha uzadı.
Yaşam beklentisindeki bu artış sadece genç nüfusla sınırlı değil. 70 yaş ve üzeri bireyler, Eatwell Rehberine veya uzun ömürlü diyetine uygun olarak daha sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimseyerek ortalama yaşam sürelerini yaklaşık 4 ila 5 yıl uzatabilirler. Önde gelen bir nüfus beslenme araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Katherine Livingstone, ScienceAlert’e duyduğu heyecanı şöyle ifade etti: “Daha sağlıklı bir beslenmeye yönelik küçük ve sürekli değişiklikler yapmak için asla geç değildir.”
ABD’deki benzer çalışmalar sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile erken ölüm riskinin azalması arasındaki bağlantıyı vurgularken, bu çalışma bu araştırmanın coğrafi kapsamını genişletiyor. Bununla birlikte, Birleşik Krallık Biyobankası’nın çeşitli göçmen gruplar için önemli olan pirinç tüketimine ilişkin veri eksikliği ve araştırmada beyaz Avrupalı, orta ve üst sınıf katılımcıların ağırlıklı olması gibi bazı sınırlamalara dikkat etmek önemlidir.
Çalışma, birçok kişi için beslenme alışkanlıklarının dalgalandığı göz önüne alındığında, zaman içinde tutarlı beslenme iyileştirmelerini sürdürmenin zorluklarını kabul ediyor. Üstelik uygun fiyatlı, besleyici gıdalara erişim sistemik bir sorun olmaya devam ediyor; bu da gıda vergileri ve sübvansiyonlar gibi politikalar yoluyla hükümet müdahalesinin gerekliliğinin altını çiziyor. 2017’de yapılan bir araştırma, bu tür maliye politikalarının ABD’de potansiyel olarak yılda 60.000 hayat kurtarabileceğini ileri sürdü. Daha sağlıklı seçenekler sunarak ve sağlıksız seçeneklerin bulunabilirliğini azaltarak okullarda ve işyerlerinde gıda ortamlarının iyileştirilmesi, halk sağlığını ve çevresel sürdürülebilirliği önemli ölçüde etkileyebilir.