Şiddetli astımı anlamada önemli bir adım olarak araştırmacılar, spesifik RNA bağlayıcı proteinlerin solunum yollarının iltihaplanmasındaki rolünü belirlediler. King’s College London’dan çıkan bu yeni keşif, astımın genetik etkenlerine ilişkin anlayışımızda devrim yaratabilir ve terapötik müdahaleler için yeni yollar sağlayabilir.
Çoğunlukla inflamatuar bir hastalık olan astım, çocuklarda daha yüksek prevalansa sahip, dünya çapında önde gelen kronik solunum rahatsızlıklarından biridir. Astıma yol açan inflamasyon mekanizmaları bilinmesine rağmen, bunları tetikleyen genetik karmaşıklıklar belirsiz kalmıştır. Son çalışma bu konuya ışık tuttu.
Bilim insanları astımı olan ve olmayan bireylerin hücrelerindeki RNA genetik verilerini titizlikle analiz etti . DNA’nın genetik kodunun taşınması ve şifresinin çözülmesi için hayati önem taşıyan RNA, protein ayrıntılarını hücrenin çekirdeğinden iç sıvısına iletmek için haberci RNA’ya (mRNA) dayanır. En önemlisi, RNA bağlayıcı proteinler bu mRNA’lara bağlanarak hücreler içindeki konumlarını belirler ve protein oluşumunu düzenler.
En önemli bulgu, astım hastalarında anlamlı düzensizlik sergileyen iki RNA bağlayıcı proteinin (ZFP36L1 ve ZFP36L2) tanımlanmasıydı. Şiddetli astım hastalarının hava yolunu kaplayan hücrelerindeki her iki proteinin de yenilenmesi, yoğun inflamasyonu kontrol eden genlerde belirgin bir değişim olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma, bu iki proteinin esas olarak bu hücrelerdeki gen ekspresyonunu modüle ettiğini ve onları astım patolojisinde hayati oyuncular haline getirdiğini öne sürüyor.
Ekip ayrıca, alerjenlere maruz bırakılan ve astım benzeri durumlara neden olan fareleri kullanarak proteinlerin rolünü araştırdı. Bu proteinlerin kemirgenlerin hava yolu hücrelerinde doğru şekilde konumlandırılmadığını ve bu hücrelerin işlevsiz hale geldiğini gözlemlediler. Araştırmacılar, bu tür yanlış lokalize proteinlerin, hücresel fonksiyonlarını değiştirerek astım iltihabını şiddetlendirebileceğini ileri sürüyor.
Bu keşif astımın oluşumundaki mRNA düzenlemesine yeni bir bakış açısı getirse de, bu buzdağının sadece görünen kısmı. Bu RNA proteinlerinin insanlardaki rolünü ve bunların solunum sağlığı üzerindeki daha geniş etkilerini kesin olarak belirlemek için daha derinlemesine araştırmalar zorunlu olacaktır.